Fazla naz aşık usandırmıyormuş
İngiliz bilim adamları yatağa ne kadar geç girerseniz ilişkinizin o kadar uzayacağını söylüyor… Biz öyle bilmiyorduk ama görünen o ki fazla naz aşık usandırmıyormuş…
Çok kısa bir süre önce bir haber ilişti gözümüze. Gazetede "Aşkın matematiği bulundu" cümlesini gördüğümüzde, Frederic Beigbeder'in kitabı "Aşkın Ömrü Üç Yıldır"ı unutmaya çoktan hazırdık! Fakat heyecanımız kısa sürdü. "Sonsuz aşk"ın adı geçmiyordu daha; sadece bin yıllık "İlk buluşmada yatağa girilmez" kuralını bilimsel yollardan ispatlamıştı bir İngiliz bilim adamı. Derin hayal kırıklığımızın tarifi yoktu.
Habere göre, matematiğin bir dalı olan Oyun Teorisi’ni kullanarak, kadın-erkek İlişkilerini inceleyen Prof. Robert Seymour, doğru eşi bulma yönünde çiftlerin girdiği bir test süreci olarak kabul ederek karmaşık bir matematiksel model geliştirmişti.
Matematiksel model
Model, tarafların karşılıklı ödünler vererek ilişkiyi devam ettirdiği tezini ortaya koyuyordu. İddiası ise şuydu: "Kötü damat adayları" flört oyunundan daha çabuk ayrılma eğilimine sahip. İyi damatlar ise beklemeyi, sabretmeyi biliyor. Yani pes etmeyen erkek ideal eş olma potansiyeli taşıyor.
Özetle, Seymour diyor ki, "Seksi erteleyin. Erkek bekleyebiliyorsa, mutlu sona bir adım daha yaklaştınız demektir..."
Peki, hakikat öyle mi? Hani aşkı geldiği gibi yaşayacak, oyun oynamayacak, kendimiz gibi olacaktık? Formül çıkarıldı ancak biz, sorularımızın yanıtına giden denklemi bir türlü bulamadık. Fazla naz aşık usandırır derdik bir zamanlar. Bilim adamlarıysa şimdi aşkta fazla naz makbuldür diyor. Biz çemberin içinden çıkamadık, "Seks geç olursa aşk uzar mı" dedik, teybimizi uzattık... Okuyun, kararı siz verin...
İLKİM ÖZTAN (Psikolog)
"Süreç uzadıkça merak da artıyor"
Bende bu görüşe katılıyorum. Bir ilişkide ilk cinsel ilişki ne kadar geç olursa, aşk o kadar güçleniyor. Bu süreç uzadıkça merak artıyor, fanteziler kuruluyor. Arzuladıkça ve ulaşamadıkça tutku o kadar artıyor. Aşk daha çok cinsellik ve ten uyumuyla ilgili, tutku ise kişiyi kendine bağlıyor.
Aslında bu tehlikeli bir oyun. Bu taktik hayal kırıklığı da yaratabilir. Bir hastam anlatmıştı, sevgilisi uzun süre peşinde koşmuş. Sonra birlikte olmuşlar ama ertesi gün ne arayan olmuş, ne soran! Şu da var ki; cinsel ilişkiyi ertelemenin erkeği ilişkiden soğutabileceğini de unutmamak gerek.
DİLEK ÖNDER (Gazeteci)
"Bu görüşe kesinlikle katılıyorum"
Hatta ben biraz daha ileri gidiyorum. "Ondan sonra" da yani ilişkinden sonra da öyle her istediğinde birlikte olunmaması gerektiğini düşünüyorum.
Bunun için bir formül dahi buldum:
"5İ, 1V" formülü...
O 5 kere isteyecek, 1 kere vereceksin kalbini...
Bu formül hem sevgililer hem de evliler için geçerli.
Garip ama gerçek...
Tuhaf ama doğru...
Bu formül sayesinde hem kadınlar istenme duygularını tatmin etmiş olacaklar hem de erkekler avlanma içgüdülerini...
Formülün yararları bu kadarla da bitmiyor.
Kadınların arzularının her zaman erkeklerden daha az olduğunu unutmazsak, bu bizim için avantajlı bir durum.
Erkekler ne yapacak peki?
Ona da cevabım var: Akıllı olacaklar...
Zor olan her zaman daha kıymetli, daha lezzetli değil midir? Öyledir? Eeee?
HAKKI DEVRİM (Gazeteci)
"Böyle bir hesap olması çok sevimsiz"
Ben bunu yakışıksız buluyorum. Bunu kendi düzenimde düşünmek beni rencide eder. Yalnız kendi namıma değil; böyle bir hesap olması. Sevişmek, bir arada olmak, zamanlaması, "timing"i olan bir şey değil ki! Çok yabancı geliyor bana bu durum. Birlikteliği nasıl geciktirebilirsiniz ki? Şunu konuşalım dürüstçe: Bir kız, evlenmeden önce böyle bir şey yapmayalım tavrındaysa; bir hesaptır bu. İki türlü; ya kazara evlenemezsek ben ne yaparım, anneme babama ne derim diye düşünür, ikincisi, sinsi bir tavırla, ben bu konuda mukavemet edersem karşımdaki de benim namuslu bir kız olduğuma emin olur ve beni daha evlenmeye layık biri olarak görür. Bana kalırsa her ikisi de gayrı samimi. Bu bir insan duygusu değil, sosyal bir idare biçimi. Durumu idare etmeye çalışmak, tek kelimeyle sevimsiz!
ENGİN ALTAN DÜZYATAN (Oyuncu)
"seks olmadan aşk da olmaz"
Aşkla ilgili sürekli birileri bir formüller bulduğunu iddia ediyor. Ben bunların çoğunun saçma olduğunu düşünüyorum. Yine böyle bir durumla karşı karşıyayız. Geç seks yapmak ne demek? Seks olmadan aşk olmaz bana göre. Bunu ertelemek aşkın ömrünü uzatmaz sadece çiftlerin birbirlerine olan tutkusunu bir süre daha canlı tutar. Fazla naz aşık usandırır derler. Ayrıca geç seksten tam olarak ne kast ediliyor? İnsanlar tanıştıktan ne kadar sonra seks yapılmalı, bilim adamının bu konuda nasıl önerileri var merak ettim doğrusu. Tanıştığınız gece seks yapmayın, en azından ikinci randevuya kadar bekleyin mi diyor? Gerçekten komik geliyor bana bunlar. Kim ne istiyorsa ve aşkını nasıl yaşamak istiyorsa yaşasın.
MÜJDE AR (Oyuncu)
"Ben formüllere inanmam"
Peki, bu bilim adamı ne kadar süre veriyor, onu çok merak ettim. Ne kadar erteleyelim yani... Ben kesinlikle bu tezi savunmuyorum. Bu tip hesap kitaplara, formüllere de hayatım boyunca asla inanmamışımdır. Aşkta kurallar olmamalı. İçinizden geldiği gibi yaşamalısınız. Bu tezi savunan bilim adamının, asıl kendisinin aşkta başarısız biri olduğunu düşünüyorum.
BAŞAK SAYAN (Oyuncu)
"Hayal edecek bir şey olmalı"
Ben zaten yıllardır bu fikri savunuyorum. Cinsellik çabucak olunca, hem kendiniz hem de karşınızdaki için hayal edecek bir şey kalmıyor. Oysa "Acaba istiyor mu, istemiyor mu" endişesidir, aşkı diri tutan bir şey... Birlikteliği erteledikçe, o gelgitleri daha çok yaşıyorsunuz ve bu da aşka hizmet eden bir durum. Kadınlar, aşkı yaşayamamaktan, düzgün erkek bulamamaktan şikayetçi olmak yerine, bu taktiği uygulamalı bence!
ekolay
İngiliz bilim adamları yatağa ne kadar geç girerseniz ilişkinizin o kadar uzayacağını söylüyor… Biz öyle bilmiyorduk ama görünen o ki fazla naz aşık usandırmıyormuş…
Çok kısa bir süre önce bir haber ilişti gözümüze. Gazetede "Aşkın matematiği bulundu" cümlesini gördüğümüzde, Frederic Beigbeder'in kitabı "Aşkın Ömrü Üç Yıldır"ı unutmaya çoktan hazırdık! Fakat heyecanımız kısa sürdü. "Sonsuz aşk"ın adı geçmiyordu daha; sadece bin yıllık "İlk buluşmada yatağa girilmez" kuralını bilimsel yollardan ispatlamıştı bir İngiliz bilim adamı. Derin hayal kırıklığımızın tarifi yoktu.
Habere göre, matematiğin bir dalı olan Oyun Teorisi’ni kullanarak, kadın-erkek İlişkilerini inceleyen Prof. Robert Seymour, doğru eşi bulma yönünde çiftlerin girdiği bir test süreci olarak kabul ederek karmaşık bir matematiksel model geliştirmişti.
Matematiksel model
Model, tarafların karşılıklı ödünler vererek ilişkiyi devam ettirdiği tezini ortaya koyuyordu. İddiası ise şuydu: "Kötü damat adayları" flört oyunundan daha çabuk ayrılma eğilimine sahip. İyi damatlar ise beklemeyi, sabretmeyi biliyor. Yani pes etmeyen erkek ideal eş olma potansiyeli taşıyor.
Özetle, Seymour diyor ki, "Seksi erteleyin. Erkek bekleyebiliyorsa, mutlu sona bir adım daha yaklaştınız demektir..."
Peki, hakikat öyle mi? Hani aşkı geldiği gibi yaşayacak, oyun oynamayacak, kendimiz gibi olacaktık? Formül çıkarıldı ancak biz, sorularımızın yanıtına giden denklemi bir türlü bulamadık. Fazla naz aşık usandırır derdik bir zamanlar. Bilim adamlarıysa şimdi aşkta fazla naz makbuldür diyor. Biz çemberin içinden çıkamadık, "Seks geç olursa aşk uzar mı" dedik, teybimizi uzattık... Okuyun, kararı siz verin...
İLKİM ÖZTAN (Psikolog)
"Süreç uzadıkça merak da artıyor"
Bende bu görüşe katılıyorum. Bir ilişkide ilk cinsel ilişki ne kadar geç olursa, aşk o kadar güçleniyor. Bu süreç uzadıkça merak artıyor, fanteziler kuruluyor. Arzuladıkça ve ulaşamadıkça tutku o kadar artıyor. Aşk daha çok cinsellik ve ten uyumuyla ilgili, tutku ise kişiyi kendine bağlıyor.
Aslında bu tehlikeli bir oyun. Bu taktik hayal kırıklığı da yaratabilir. Bir hastam anlatmıştı, sevgilisi uzun süre peşinde koşmuş. Sonra birlikte olmuşlar ama ertesi gün ne arayan olmuş, ne soran! Şu da var ki; cinsel ilişkiyi ertelemenin erkeği ilişkiden soğutabileceğini de unutmamak gerek.
DİLEK ÖNDER (Gazeteci)
"Bu görüşe kesinlikle katılıyorum"
Hatta ben biraz daha ileri gidiyorum. "Ondan sonra" da yani ilişkinden sonra da öyle her istediğinde birlikte olunmaması gerektiğini düşünüyorum.
Bunun için bir formül dahi buldum:
"5İ, 1V" formülü...
O 5 kere isteyecek, 1 kere vereceksin kalbini...
Bu formül hem sevgililer hem de evliler için geçerli.
Garip ama gerçek...
Tuhaf ama doğru...
Bu formül sayesinde hem kadınlar istenme duygularını tatmin etmiş olacaklar hem de erkekler avlanma içgüdülerini...
Formülün yararları bu kadarla da bitmiyor.
Kadınların arzularının her zaman erkeklerden daha az olduğunu unutmazsak, bu bizim için avantajlı bir durum.
Erkekler ne yapacak peki?
Ona da cevabım var: Akıllı olacaklar...
Zor olan her zaman daha kıymetli, daha lezzetli değil midir? Öyledir? Eeee?
HAKKI DEVRİM (Gazeteci)
"Böyle bir hesap olması çok sevimsiz"
Ben bunu yakışıksız buluyorum. Bunu kendi düzenimde düşünmek beni rencide eder. Yalnız kendi namıma değil; böyle bir hesap olması. Sevişmek, bir arada olmak, zamanlaması, "timing"i olan bir şey değil ki! Çok yabancı geliyor bana bu durum. Birlikteliği nasıl geciktirebilirsiniz ki? Şunu konuşalım dürüstçe: Bir kız, evlenmeden önce böyle bir şey yapmayalım tavrındaysa; bir hesaptır bu. İki türlü; ya kazara evlenemezsek ben ne yaparım, anneme babama ne derim diye düşünür, ikincisi, sinsi bir tavırla, ben bu konuda mukavemet edersem karşımdaki de benim namuslu bir kız olduğuma emin olur ve beni daha evlenmeye layık biri olarak görür. Bana kalırsa her ikisi de gayrı samimi. Bu bir insan duygusu değil, sosyal bir idare biçimi. Durumu idare etmeye çalışmak, tek kelimeyle sevimsiz!
ENGİN ALTAN DÜZYATAN (Oyuncu)
"seks olmadan aşk da olmaz"
Aşkla ilgili sürekli birileri bir formüller bulduğunu iddia ediyor. Ben bunların çoğunun saçma olduğunu düşünüyorum. Yine böyle bir durumla karşı karşıyayız. Geç seks yapmak ne demek? Seks olmadan aşk olmaz bana göre. Bunu ertelemek aşkın ömrünü uzatmaz sadece çiftlerin birbirlerine olan tutkusunu bir süre daha canlı tutar. Fazla naz aşık usandırır derler. Ayrıca geç seksten tam olarak ne kast ediliyor? İnsanlar tanıştıktan ne kadar sonra seks yapılmalı, bilim adamının bu konuda nasıl önerileri var merak ettim doğrusu. Tanıştığınız gece seks yapmayın, en azından ikinci randevuya kadar bekleyin mi diyor? Gerçekten komik geliyor bana bunlar. Kim ne istiyorsa ve aşkını nasıl yaşamak istiyorsa yaşasın.
MÜJDE AR (Oyuncu)
"Ben formüllere inanmam"
Peki, bu bilim adamı ne kadar süre veriyor, onu çok merak ettim. Ne kadar erteleyelim yani... Ben kesinlikle bu tezi savunmuyorum. Bu tip hesap kitaplara, formüllere de hayatım boyunca asla inanmamışımdır. Aşkta kurallar olmamalı. İçinizden geldiği gibi yaşamalısınız. Bu tezi savunan bilim adamının, asıl kendisinin aşkta başarısız biri olduğunu düşünüyorum.
BAŞAK SAYAN (Oyuncu)
"Hayal edecek bir şey olmalı"
Ben zaten yıllardır bu fikri savunuyorum. Cinsellik çabucak olunca, hem kendiniz hem de karşınızdaki için hayal edecek bir şey kalmıyor. Oysa "Acaba istiyor mu, istemiyor mu" endişesidir, aşkı diri tutan bir şey... Birlikteliği erteledikçe, o gelgitleri daha çok yaşıyorsunuz ve bu da aşka hizmet eden bir durum. Kadınlar, aşkı yaşayamamaktan, düzgün erkek bulamamaktan şikayetçi olmak yerine, bu taktiği uygulamalı bence!
ekolay