14 asırdır bozulmayan ceset
Karaman'da bir müzede, 14 asırdır bozulmayan bir genç kız cesedi sergileniyor
Karaman'da müzede sergilenen, kimyasal maddelerle korunmamasına rağmen 14 asırdır sağlam kalan bütün haldeki genç kız cesedinin özelliğini kaybetmesinin engellenmesi için minyatür mağara yapılması planlanıyor.
Karaman Müzesi Müdürü Nureddin Özkan, gazetecilere yaptığı açıklamada, 1980'li yıllarda Taşkale beldesi yakınlarındaki eski yerleşim merkezi Manazan Mağaraları'nda çevre düzenlemesi yapılırken mezar odalarında çok az bozulmuş bütün halde ceset bulunduğunu hatırlattı.
Cesedin bulunduğu Manazan Mağaraları'na jeolojide “tüf kaya” denildiğini, içindeki ısı dört mevsim aynı kaldığı için dışardan yeni mikroorganizmaların bu ortamda yaşayamadığını belirten Özkan, “Dolayısıyla bu ortamda bakteriler yaşayamadığı için ceset sağlam kalabilmiş” dedi. Özkan, cesedin dünyada mumyalanmadan bu kadar uzun süre dayanabilen birkaç cesetten biri olduğunu ifade etti.
Cesedin şimdiye kadar sağlam kalmasının gömülü olduğu yerde hava almamasıyla da ilgili olduğunu belirten Özkan, aynı ortamı sağlamanın çok güç olduğunu kaydetti.
Müze Müdürü Özkan, kafatasındaki parçalanma dışında hemen hemen sağlam kalan cesedin mumyalanma işlemine tabi tutulmadan bugüne kadar geldiğinin anlaşıldığını, 1982 yılında vatandaşların ihbarıyla jandarma tarafından çıkarılan cesedin müzede hava almayan cam bölmede korunma altına alındığını belirtti. Cesedin daha uzun süre korunması için önlem alınması gerektiğini söyleyen Özkan, şöyle konuştu:
“Konuyla ilgili genel müdürlük yetkilileriyle cesedin daha uygun şartlarda muhafaza edilmesi, steril ortamda konserve edilerek sergilenmesi konusunda yazışmalarımız devam ediyor. Düşüncemiz bu cesedin özelliklerini kaybetmeden sergilenebilmesi için Manazan Mağarası'ndan getireceğimiz orijinal kayalardan müzede minyatür mağara yapmak, burada uygun ısı ve hava şartlarını oluşturmaktır. Daha sonra havası alınmış bir cam fanusta cesedi sergilemek istiyoruz. Bu şekilde Bizans'ın nazlı kızının yüzyıllarca daha yaşamasını sağlayabiliriz.”
Karaman'da bir müzede, 14 asırdır bozulmayan bir genç kız cesedi sergileniyor
Karaman'da müzede sergilenen, kimyasal maddelerle korunmamasına rağmen 14 asırdır sağlam kalan bütün haldeki genç kız cesedinin özelliğini kaybetmesinin engellenmesi için minyatür mağara yapılması planlanıyor.
Karaman Müzesi Müdürü Nureddin Özkan, gazetecilere yaptığı açıklamada, 1980'li yıllarda Taşkale beldesi yakınlarındaki eski yerleşim merkezi Manazan Mağaraları'nda çevre düzenlemesi yapılırken mezar odalarında çok az bozulmuş bütün halde ceset bulunduğunu hatırlattı.
Cesedin bulunduğu Manazan Mağaraları'na jeolojide “tüf kaya” denildiğini, içindeki ısı dört mevsim aynı kaldığı için dışardan yeni mikroorganizmaların bu ortamda yaşayamadığını belirten Özkan, “Dolayısıyla bu ortamda bakteriler yaşayamadığı için ceset sağlam kalabilmiş” dedi. Özkan, cesedin dünyada mumyalanmadan bu kadar uzun süre dayanabilen birkaç cesetten biri olduğunu ifade etti.
Cesedin şimdiye kadar sağlam kalmasının gömülü olduğu yerde hava almamasıyla da ilgili olduğunu belirten Özkan, aynı ortamı sağlamanın çok güç olduğunu kaydetti.
Müze Müdürü Özkan, kafatasındaki parçalanma dışında hemen hemen sağlam kalan cesedin mumyalanma işlemine tabi tutulmadan bugüne kadar geldiğinin anlaşıldığını, 1982 yılında vatandaşların ihbarıyla jandarma tarafından çıkarılan cesedin müzede hava almayan cam bölmede korunma altına alındığını belirtti. Cesedin daha uzun süre korunması için önlem alınması gerektiğini söyleyen Özkan, şöyle konuştu:
“Konuyla ilgili genel müdürlük yetkilileriyle cesedin daha uygun şartlarda muhafaza edilmesi, steril ortamda konserve edilerek sergilenmesi konusunda yazışmalarımız devam ediyor. Düşüncemiz bu cesedin özelliklerini kaybetmeden sergilenebilmesi için Manazan Mağarası'ndan getireceğimiz orijinal kayalardan müzede minyatür mağara yapmak, burada uygun ısı ve hava şartlarını oluşturmaktır. Daha sonra havası alınmış bir cam fanusta cesedi sergilemek istiyoruz. Bu şekilde Bizans'ın nazlı kızının yüzyıllarca daha yaşamasını sağlayabiliriz.”